Cildimiz gençken ve sağlıklıyken mükemmel bir dengesi , yapısal elemanlarında mükemmel bir devinimi, dönüşümü vardır. Hücresel yıkım miktarı ile hücresel yenilenme oranı dengededir. Bariyer fonksiyonu sağlamdır. Ancak yaş aldıkça cildin yapsal elemanlarının yıkımı ile yenilenmesi arasındaki denge bozulur. Bariyer fonksiyonu hasar alır. Dolayısıyla cildimizin üst tabakasından fazla miktarda su kaybı olur. Kuru ciltlerde örneğin atopik dermatitde olduğu gibi ceramide eksikliğinin olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle tropikal uygulanan kremlerde kuru ve olgun cilt için ceramidin ağırlıklı olduğu formülasyonlar tercih edilir. Fakat son yapılan araştırmalarda eksikliği ile yaşlanmada daha çok rol oynayan başka bir lipid tesbit edildi: Kolesterol Buna dayanarak son yıllarda üretilen antiaging etkili kremlerde kolesterolün ağırlıklı olduğu formülasyonlar ön plana çıktı. Cildimizdeki bu yağ kaybı ile yaşlanma arasında nasıl bir korelasyon var?
Olgun ciltte kronik bir su kaybı vardır. Yağın koruyucu etkisi azalmıştır. Bu bariyer fonksiyonunun bozulmasına, dolayısıyla dış etken ve irritanlardan yeterince korunamamasına neden olur. Ciltte kuru, bariyer fonksiyonu zayıf alanlar oluşur. Böylece cildin sıkılığı ve parlaklığı gittikçe azalır. Ceramid, kolesterol, omega yağ asitlerinin olduğu tropikal ürünler cildin bariyer fonksiyonunu dolayısıyla nemini yeniler. Cilt dış etmenlerden daha iyi korunur. Cildin gençleşmesinde uygulanan çeşitli ürünler, tedaviler ve protokoller vardır. Fakat cildin bariyerini yapılandırıcı tedaviler, diğer tedavi protokollerinde de başarıyı daha da artırır.
Son yıllarda cildin direncini artırmak ve doğaya karşı daha iyi kendini savunması için de çeşitli bileşikler eklenmektedir formülasyonlara. Örneğin Ectoin doğa koşullarına karşı cildimizi korur ve direncini artırır.
Peptid içeren ürünlerin de kırışıklarda oldukça etkili oldu gösterilmektedir.
Doktorunuza hangi ürünlerin size uygun olduğunu danışmayı ihmal etmeyiniz.
Sağlıklı günler...